Engelliler için Ulaşım Sistemleri

Engelliler için Ulaşım Sistemleri

Genel bakış :

Modern ve uygar şehir ; hangi insanlık durumlarında bulunurlarsa bulunsunlar, bütün insanların yaya olarak da, ulaşım sistem ve araçlarını kullanırken de kendilerini özgür, güvenlik içinde ve rahat hissettikleri bir yerleşimdir. Çağımızdaki ulaşımlarda çok hızlanmış araçlarla çok daha fazla vakit kaybedilmesi gibi çelişik durumlar doğabilmektedir. İnsan ve yerleşim yoğunluğu modern bilim ve teknolojinin getirdiklerini şehirde ortadan yok edebilmektedir. İnsan yoğunluğu, dezavantajlı sosyal grupların şerhsel ulaşımda zorlanmalarına da sebep olmaktadır. Büyük kalabalıklarda, şehir kültürünün önemli bir unsuru olan birlikte yaşama duyarlılıkları çok aza inebilmektedir. Neticede, bütün ortamlarda daha da zor rastlanır hâle gelen sevgi ve aşk yönelişlerinin yerine ; daha fazla talimatname, şartname, yönerge veya nizamnamenin geçmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Engelli yaya, yaşlı yaya :

 
Şehirsel çevrede engellilerin yürüyüş ve hareket özgürlüklerinin durumu, yaşlılarınkilerle büyük bir benzerlik içindedir. Şehir sosyolojisinin önemli bir katmanı olan yürüyüş ve kaldırım özgürlükleri, çarpık ve yoğun yapılaşmadan doğan fiziksel olumsuzluklar yüzünden büyük bir baskı altında kalabilmektedir. Diğer sosyal gruplar için de geçerli olabilecek şu önerme engelliler ve yaşlılar için herhâlde daha kolay ileri sürülebilir : Makul ölçüler ve bilimsel yaklaşımlar içinde şekillendirilmiş şehirsel çevrelerde ulaşım sistem ve araçlarına düşen yük daha azdır. Meselâ, uygun yoğunluktaki ve konumdaki bir yerleşimin yeterli genişlikteki ve uygun eğimdeki yaya alanlarını kullanan bir engelli, uygun şekilde konumlandırılmış sosyal donatı, alış veriş merkezi ve rekreasyon alanlarına ( Konuta 250 – 500 metre mesafedeki ) ulaşım araçlarına ihtiyaç duymadan kendi bireysel hareket gücüyle ulaşabilir. Böylece günlük ihtiyaçların karşılanması da, hayata sosyal şekilde katılmalar da ulaşım araçlarını kullanmadan bir ölçüde mümkün olabiir. Böylece yaşlılar ve engelliler için de daha kolay bir hareketlenme özgürlüğü ve sosyallik mümkün olabilir. Doğal insan hareketliliğine ve tepkilerine sahip olmayan engelliler, yaşlılar, hasta bünyeli insanlar, küçük yapılı kişiler ve çocukların yaya olarak da ulaşım araçlarını kullanırken de zorluk çekmemelerinde bir şehrin uygar ve kaostan uzak yüzü büyük rol oynar.
 
 

Modern raylı taşımacılık : En tercih edilen çözüm :

 
Birçok tecrübe şunu gösteriyor : Raylı taşımacılık daha uygar ve modern olanı temsil etmektedir. Engelliler ve yaşlılar için de raylı taşımacılık daha güvenli ve bağımsızlık getiricidir. Bunun önemli bir sebebi, raylı taşımacılık sistem ve araçlarının çok daha tanımlı ve ayrıntılara kadar tasarımlanmalarının mümkün olmasıdır. Zaman, mekân ve işleyiş faktörleri raylı taşımacılıkta ince bir ayara tabi tutulabilir.
 

Metro (Yeraltı treni) :

 
Modern bir şehrin vazgeçilmez ulaşım aracı olan metro ile şehirlerimiz yeni tanışıyor sayılabilir. Geç kalışların faydalı yanlarından birisi olan geçmiş tecrübelerin bilgilerini kullanabilme hamlesi İstanbul metrosunun inşaatında dikkati çekecek düzeydedir. Plânlama, tasarlama ve yönetme aşamalarında İstanbul metrosunun erişilebilir, girilebilir olması için gereken yaklaşımlara yeteri kadar yer verilmiştir. İstanbul metrosunda yer alacak erişilebilirlik standartlarının saptanması için birçok uzmanın fikirleri alınmış, birçok toplantı düzenlenmiştir. Şehrin mevcut yoğun ve çirkin yapılaşmasının izin verdiği ölçüde İstanbul metrosunda modern erişilebilirlik standartlarının yer almasına özen gösterilmiştir. Engellilerin, yaşlıların ve çocuk arabası sürmekte olan annelerin cadde kotundan yer altındaki perona inmeleri için gereken asansörlere düzenlemede yer verilmiştir. Metroda engelliler için tuvalet kabinleri de yapılmıştır. Bu erişilebilirliğin bütün istasyonlarda sağlanması mümkün olmamıştır. Ancak şu da hatırlanmalıdır ki, gelişmiş refah ülkelerinde de metroların tamamen erişilebilir oldukları söylenemez. Oralarda da metrolar, istasyonlara yapılan ek düzenlemelerle zaman içinde daha erişilebilir hâle gelmektedirler.
 
Tekerlekli sandalye kullanan sakatlar ve görme engellilerin bilet alarak perona ulaşmaları için gereken özel düzenlemeler ve geçiş noktaları büyük zorluklara uğranmadan elde edilebilir. Ancak tekerlekli sandalyenin vagona girebilmesinde bazı teknik sorunlar yaşanmaktadır ve bunların tamamen ortadan kaldırılması zaman alacak gibi gözükmektedir. Peron düzlemi ile vagonun zemini arasında bir yükseklik farkı bulunmamalıdır. Diğer yandan vagonla peron aynı yükseklikte olsalar bile peronun kenarı ile vagon kapısının eşiği arasında bir açıklık bulunmaktadır ve vagonun salınımı dolayısı ile bunu sıfırlamanın ya da çok aza indirmenin teknik olarak zor olduğu söylenmektedir. Bu durumda tren durduğu anda otomatik olarak eşiğin altından çıkarak bu aralığı kapatacak bir mekanizmaya yer verilebilir ve bu da kısmen yapılmıştır (Berlin hızlı treni). Tamamlayıcı bir çözüm de bir görevlinin seyyar bir rampayı vagonla peron arasına yerleştirerek tekerlekli sandalyedeki insanı vagona çıkarmasıdır ( Berlin metrosu ve Berlin hızlı treni ).
 
Vagonda tehlikesiz ve rahat bir seyahat için de düşünülmesi gerekenler vardır. Bilhassa durma ve kalkma anlarındaki savrulmalar için tekerlekli sandalyeyi vagonun zeminine ve vagonu oluşturan çerçevelere kemerlerle bağlamak şeklinde bir standart oluşturulabilir. Ama vagon hareket hâlinde iken meydana gelen bu kaymalar genel olarak erişilebilirliği temelden etkileyecek önemde değillerdir.
 
İstanbul için karakteristik olan çok önemli bir husus da şudur : İstanbul zaman içinde modern ve erişilebilir bir metroya sahip olacak gibi görünüyor, ama metroya inen asansörlere ve yürüyen merdivenlere mevcut kaldırımlardan geçerek ulaşmak şu an için mümkün bulunmuyor. Şehrin bütün ulaşım sistemlerine ve araçlarına elbette ancak caddelerden, sokaklardan ve kaldırımlardan geçilerek ulaşılabilir. Günümüz İstanbul’undaki kaldırım rezaleti ise devam etmektedir.
  

Belediye otobüsleri :

 
Belediye otobüsü teklifsiz ve dost bir yüzdür. İnsanı şehirden hiç koparmadan hareketlendirir. Modern şehirde belediye otobüslerinin erişilebilirliği bazen metrodan bile önemlidir. Belediye otobüslerinin girilebilir oluşlarını sağlamak son yıllarda modern şehirlerde önem kazanmıştır. Yine de bunun yeterli bir hızla gerçekleştirilmekte olduğu söylenemez. Halbuki sorun neticede belki sadece basit bir tasarım zihniyeti ve yaklaşımı ile ilgilidir. Modern şehirlerin belediye otobüslerinde sağlam, sakat ve çocuk arabası birlikte taşınırlar. Bir belediye otobüsü iki tekerlekli sandalye alacak bir orta sahanlığa sahip olmalıdır. Bu, iki çocuk arabasının da bir otobüste taşınmasının mümkün olması gerektiği anlamını taşır. Tekerlekli sandalyenin otobüse bindirilmesini sağlamak pek zor değildir. Bunun için otobüsün tasarımında da muazzam bir değişiklik gerekli değildir. Burada önemli olan düşük döşemeli otobüslerin tercih edilmesidir. Tekerlekli sandalyenin ön ve orta kapıdan girebilmesi mümkün olmalıdır. Elektrikli veya elle çevrilebilen rampalardan tekerlekli sandalye otobüse girer. Otobüsün hareketi sırasında savrulmaması için tekerlekli sandalyenin uygun bir şekilde bağlanması gerekir. Bu emniyet bir kısım gelişmiş ülke kentlerindeki belediye otobüslerinde de hâlen tam sağlanmış sayılmaz.
 
Türk standartlarına göre kaldırım yüksekliği en fazla 15 santimetre olabilir. Erişilebilirlik özelliğine sahip otobüslerin döşeme yüksekliği ise 30 santimetre civarındadır. Bu durumda durakta otobüsün kapısının geleceği noktada kaldırımı yükseltmek gerekir. Bunu sağlamak için kaldırım her iki taraftan % 5-6 eğimlerle uzun bir mesafeden başlanarak yükseltilebilir. Burada bir zorlama söz konusudur ve çok zaman buna gerek kalmayacaktır. Otobüsün altından uzanacak bir rampa ile ve belki şoförün yardımı ile sakat, yaşlı ve çocuk arabalı anne önemli bir külfet olmadan otobüse alınabilir.
 
Belediye otobüslerinin erişilebilir oluşlarında da yine şehirsel çevrenin düzeni büyük önem taşımaktadır. Otobüs duraklarının düzgün bir geometriye sahip olması gerektiği gibi, durağa ulaşmak için geçilen caddeler, yaya geçitleri ve kaldırım rampaları da erişilebilirlikte temel önemdedirler. Otobüse bir refakatçinin yardımı ile binilmesi de bir çözümdür. Ama burada erişilebilirlik sorununun temel bir çözümü elde edilememekte, engellinün gerçek bir bağımsızlığı söz konusu olamamaktadır.
  

Tren, tramvay :

 
Tren ve tramvayla ilgili erişilebilirlik sorunlarının bir kısmı metrodakilerle, bir kısmı da otobüstekilerle benzerlik gösterir. Perondan vagona geçişlerde yükseklik farkı ve aralık meseleleri önemlidir. Peronun bulunduğu düzleme ulaşmak için de bazen rampa bazen de asansör gerekebilir. Ama hiçbir çözüm için irrasyonel bir durum veya büyük bir malî külfet söz konusu değildir. Tramvaya cadde kotundan da binilebilmesi için tramvayın döşemesine gömülü ve düşey şekilde yükselip alçalabilen bir platform kullanılır. Tekerlekli sandalye bu platforma bindirildikten sonra sürücü tarafından bir düğmeye basılarak tramvayın döşeme kotu hizasına çıkarılır.
  

Taksi :

 
Engelliler, yaşlılar ve zayıf bünyeli insanların da birçok kere taksiye binmeleri gerekmektedir. Ülkemizde taksi olarak neredeyse herhangi bir aracın seçilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Yani ülkemizde isteyen istediği modeli taksi olarak kullanmak için seçebilir. Burada hem bir uyumsuzluk hem de bir israf söz konusudur. Çünkü tekerlekli sandalyedeki sakat taksiye bindiğinde sandalyesi katlanarak bagaja sığdırılmaya çalışılmakta fakat çok zaman bagaj açık olarak yola çıkılmaya mecbur kalınmaktadır. Diğer şehirsel ulaşım sistem ve araçları herkes için ulaşılabilir kılınsa bile bunlarla bütünleşmesi gereken taksi taşımacılığında bir boşluk ortaya çıkabilmektedir. Bir taksinin, farklı bedensel özelliklere sahip olabilecek pek çok kullanıcıya hitap etmesi gerekmektedir. Öte yandan ortez ya da protez taşıyan sakatların da taksilere binmeleri zor olmaktadır. Taksi taşımacılığının ulaşılabilirliği ülkemizde pek sağlanamamış bulunuyor. İngiltere’de tekerlekli sandalyedeki sakatların, tekerlekli sandalyeleri çok ağır ve büyük olmadığı takdirde, tekerlekli sandalyeleriyle oldukları gibi binebildikleri taksiler bulunmaktadır. 
  

Deniz taşımacılığı :

 
Metrolarda söz konusu olan erişilebilirlik sorunlarının bazıları deniz hatları vapurlarının iskelelerinde de önümüze çıkmaktadır. Bazı yüksekliklerin ayarlanması, geçişlerin genişletilmesi ve birtakım rampaların ilâvesi ile ; yürüteç, koltuk değneği ve tekerlekli sandalye kullanan kişilerin vapurlara ulaşabilmeleri sağlanabilir. Vapurlarda ve deniz otobüslerinde de eşiklerin kaldırılması ve tekerlekli sandalyeler için gerekli standart alanlar ayrılması ile engelli ve yaşlı insanların deniz hatlarını kullanmaları mümkün olmaktadır.
  

Teleotobüs sistemi :

 
Şehirde herkesin kullandığı ulaşım sistemlerini ve araçlarını kullanması mümkün olmayan insanlar da yaşamaktadır. İnsanlık durumlarında böyle tablolar da mevcuttur. Çok ağır sakatları ve çok ileri yaşlardaki kişileri taşımak için modern şehirlerde özel bir taşıma ağı oluşturulmaktadır. Eğitimli personele sahip özel otobüs ve minibüsler bu insanları karşılıksız bir sosyal hizmet olarak evlerinden alarak istenen noktalara ulaştırmaktadırlar. Teleotobüs, erişilebilirliğin hızla gelişen ve modern bir parçasıdır. Şehirde insan herkesle birlikte taşınabildiği gibi tamamen tek başına da taşınabilir. Hayatın ve şehrin çok yönlülüğü böyle gelişecektir.
  

Engellinün kendi otomobili :

 
Gittikçe daha fazla sayıda engelli motorlu araç kullanmaktadır. Modern teknolojinin imkânları ile normal binek araçları gibi büyük vasıtalar da engelli kişilerin kullanabileceği şekle getirilebilmektedir. Engellilerin araç kullanmaları ile ilgili yeni yasalar da yürürlüğe girmektedir. Refah seviyesi yükseldikçe engellilerin araç sahibi olma oranları da artacaktır. Engelliler genel olarak trafikte iyi bir sicile sahip bulunmaktadırlar. Ancak şehirsel çevrede engellilerin araç kullanırken ve park ederken birtakım sorunlarla karşılaştıkları da görülmektedir. Bilhassa park edip araçtan inme sırasında olumsuzluklar yaşanmaktadır. Engelliler için özel park izinleri henüz yaygın değildir. Şehirsel çevredeki otopark yerlerinin de, mevcut sosyal tablolara uygun olarak, en az % 2’sinin engelli otomobillerine ayrılması gerekmektedir. Bu park yerlerinin genişliği ise 350 santim olmalıdır. Engellilere ayrılan park yerleri birçok kere sağlam sürücüler tarafından işgal edilmekte olup burada yasal bir caydırıcılık hamlesi yönetimler tarafından pek ortaya konmamaktadır.
  

Engellilerin ve yaşlıların kendi tek kişilik araçları ile hareketi :

 
Modern teknoloji, hangi insanlık durumunda bulunursa bulunsun her birey için farklı çözümler geliştirme hamlesi içindedir. Her farklı sakatlık durumu için de engelliye tek başına kullanabileceği taşıtlar sunulabilmektedir. Bunların çoğu elektrikle çalışan ve düşük bir hızla seyreden gelişmiş tekerlekli koltuklardır.
 
Erişilebilirliğin bu boyutu için şehirsel çevrenin düzeninde birtakım yeni standartların düşünülmesi gerekebilecektir. Yaya alanlarında ve kaldırımlarda tekerlekli koltuk ya da tek kişilik bir taşıtın ve  yürüyen normal hareketliliğe sahip insanların bir arada bulunuşları ve yan yana geçişleri yeni durumlar anlamına gelebilir. Burada yaya hareketlerinde yeni standartların ve yaklaşımların düşünülmesi gerektiği söylenebilir. Aynı araçların caddeye inip inemeyecekleri ve inebileceklerse caddedeki seyir tarzları da yeni araştırmalar ve bilgiler ışığında ortaya konabilecektir.
 
Bu bireysel taşınma şekli çok hızla da gelişebilir. Şehirdeki erişilebilirlikte bu türlü tek kişilik taşıtların sayılarının hızla artması da mümkündür. Üstelik belki bu taşıtların benzerlerini sağlam insanlar da kullanıyor olabilecektir. Şehirdeki üretim ilişkilerinin, yaşama tarzlarının, iletişim araç ve türlerinin değişmesinin şehirlerin çehresinde ve şehirdeki hareketlilikte büyük nitel ve nicel farklılıklara yol açması beklenebilir. Modern teknolojinin beklenmedik sıçrayışları da sakat ve sağlam bireylerin araç kullanma tercihlerini etkileyecektir. Modern şehirdeki erişilebilirlik konusunda yeni kavrayışlar da bu bağlamda söz konusu olabilir.
  

Tasarımcının önemli rolü :

 
Şehirsel ulaşım sistemlerinde şehir plâncısı, mühendis ve mimarın yanında endüstri ürünleri tasarımcısının da büyük bir rolü olduğunu bize taşıtların tasarımındaki yetersizlikler güzel kanıtlıyor. Farklı insanlık durumunda bulunan insanlar için yapılan tasarımlar ülkemizde henüz fazla yaygınlaşmamıştır. Halbuki fiziksel yetersizlikleri olan insanların kendi başlarına hareket edebilmeleri ve bağımsız davranabilmeleri için belli yardımcılar ve tamamlayıcılar gerekmektedir. Günlük hayatta kullanılan nesnelerin tasarımından metronun, belediye otobüsünün ve taksinin tasarımına kadar birçok alanda endüstri ürünleri tasarımcısının başarılı çalışmalarına, şehirdeki ulaşım sistemlerinin ulaşılabilirliği için ihtiyaç vardır.
  

Dikkati çeken üç nokta :

 

  1. Yetersiz şehirsel alt yapı toplumu insanî değerlere saygısız yapar.

Şehirlerin kaotik yapısı ve bu şehirlerde insanların yoğun şekilde paylaşmaya çalıştıkları dar ve bozuk zeminli yaya alanları, normal insan hareketliliğine sahip olmayan bireylerin istenmez varlıklar olarak görülmelerine yol açabilir. Dar bir kaldırımda tekerlekli sandalyenin çamurlu tekerleklerine sürünen ve çamurlanan elbisenin içindeki kişi, “Sakatsan evinde otur kardeşim !”diyebilir.

  1. Şehirlerle olan tanışıklıklar rasgele şekilde ortadan kaldırılmamalı.

Şehirlinin şehirle bağlantısı belli kültürler ve biçimler üzerinden olmaktadır. Şehirlerin kendilerine özgü mekânsal özellikleri, renkleri, kokuları, duvarları, bitkisel dokuları, otobüsleri, trenleri, taksileri ve vapurları bulunmaktadır. Meselâ, yaşlı insan yeni yerleri ve düzenleri kolay öğrenemez. Görme engelliler ; belledikleri durak yerlerini, otobüs biçim ve renklerini alışkanlık hâlinde bağımsız hareket özgürlükleri için kullanırlar. Geçilen güzergâh ve zeminin yapısı ezberlenir. Şehirlerde, sistemsiz ve yaz-boz değişimler istenmez. Şehirlinin istekleri ve demokratik hakları önemlidir. Şehirlerdeki biçim, doku ve renklerin psikolojik değerleri başlı başına bir ihtimam konusu olmalıdır.

  1. Şehirlerimizdeki otomobil baskınını irrasyonel retlerle yok edemeyiz.

Yetersiz cadde, sokak ve otopark alanlarını motorlu araçların parkına irrasyonel şekilde engel olarak arttıramayız. Belediyelerimizin sözüm ona, motorlu araçların cadde ve sokaklara park edilmesine kesinlikle engel olarak yayaları koruduklarına kendilerini inandırmaları garip kaçmaktadır. Bu yaklaşım tam tersine bir sonuç vermekte, kaldırımlar bu şekilde tam olarak park yeri hâline gelmektedir. Belediyelerin yetersiz ve bilimsel yaklaşımlardan uzak çevre düzenleme projeleri büyük kaynak israfına yol açmaktadır. Pek kimsenin geçmediği kaldırımları çok genişleterek ve yolları daraltarak araçların park etmesine engel olunması esaslı bir gözleme de dayanmamaktadır. Mal boşaltacak kamyonların mecburen duruşlarında trafik bu sefer tam kilitlenmektedir. Belediyeler, çöp kamyonlarının manevralarını bile hesaplamadan projeler yapmakta, uygar olmayan manzaraların ortaya çıkmasına yol açmaktadırlar. Zaten belediyelerin, semt sakinlerinin de fikrini alarak, olgun bir kaldırım projesi gerçekleştirdiklerini belki gelecek nesiller ancak görebilecektir. Belediyelerin yetersiz ve yanlış cadde düzenleme projeleri sonunda iki belediye otobüsünün yan yana geçmeleri bile sorun olmaktadır. Eğer müsait alan varsa, araçların belli bir geometrik düzen içinde park etmelerini sağlamak çok daha akıllıca bir yoldur.

Raylı Sistemlerde Ulaşılabilirlik

ENGELLİ ASANSÖRLERİ

ENGELLİ WC’LERİ

RAMPALAR

YÖNLENDİRME VE İKAZ BANTLARI, TUTUNMA BARLARI

BİLGİLENDİRME LEVHALARI

TURNİKE GEÇİŞLERİ

ENGELLİ TELEFONLARI